Şu anda meclise baktığımda en iyi muhalefet yapanların BDP milletvekilleri olduğunu düşünüyorum...
En iyiden kastım nedir?
Herşeyden önce en iyi üslup. Başı sonu belli, önceden düşünülerek hazırlanmış, gerçekten belirli bir amaca yönelik, laf kalabalığından itina ile kaçınan açık, net ve öz söylemleri var.
Aynı fikirde olursun olmazsın, bir kısmını doğru bir kısmını yanlış bulursun belki, ya da tamamen aynı fikirdesindir.. ne olursa olsun üslupları iletişim odaklı..
Üsluptan çok da bağımsız olmayarak, amaca yönelikler.. şikayetler net.. eleştiriler net.. çözüm önerileri net..
Netlikten zarar gelmez, olsa olsa yarar gelir..
Bu noktada şöyle bir parantez açmalıyım belki:
BDP belirli bir grubun partisi olarak çıkmıştır ve üslubunun ve muhalefetinin netliği biraz da bununla ilgilidir.. Derdi bir, kitlesi bir.. Ülkenin geneline hitap etmek gayesi olmadığı için, genelini hoşnut etme kaygısı da yoktur. Geneli memnun etmek neredeyse imkansız ve bir o kadar da boş bir çaba olduğundan, diğer partiler lafı ağızlarında geveler, ertesi gün başka yöne çekilebilecek demeçler verirler, netlikten bir o kadar kaçarlar..
Aslında BDP ile ilgili en büyük eleştirim de bu noktada olmuştur şahsen, bir bölgenin/kitlenin partisi oldukları sürece her zaman için biraz dışarıda kalacaklardır, ve belki de "bölücü" etiketini sırf bu yüzden hiçbir zaman üzerlerinden atamayacaklardır. Bu nedenle zaman içinde daha farklı gruplara, daha farklı sorunlara da hitap etmeyi, sadece bir grubun değil, toplumun dertlerini hedeflemelidirler.. (dikkat ederseniz, geneli memnun etmek demiyorum)
Biz Türkiyede Osmanlı'nın torunları olarak kendimizi her türlü ayrımcılıktan soyutlamayı seçmişizdir. Ancak biraz etrafımıza baktığımızda en acı gerçekleri yanı başımızda görebiliriz..
Ayrımcılık; Fransa'da vardır (müslüman/siyahlara karşı), İngiltere'de vardır (Hintli ve Pakilere karşı), Almanya'da vardır (Türklere karşı, zamanında da musevilere karşı), Amerika'da kralı vardır (siyahlara karşı, zamanında da yerlilere karşı). Ama biz? Biz Osmanlı'nın torunlarıyız..
Biz eşcinsel haklarını Amerikan başkanlık seçimleriyle duyarız, konuşuruz ama sonra, hemen de unuturuz..
Alın size fırsat.. Yeni bir anayasamız olacak.. Duyarlılığınızı burada görelim.. Hep tarihe referans verdiğiniz Anadolu hoşgörüsünü burada görelim.. Osmanlının torunları olarak farklı kültürlere, farklı yaşamlara saygınızı siz yaşayanlardan görelim bir kere de..
Yeni anayasa tartışmaları sırasında BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, partilerinin çıkışındaki kitle haricinde bir grubu hedefleyen bir politika izlemiştir. Anayasanın cinsel eğilimler konusunda eşitlikçi olmasını önermiştir.
BDP'nin Türkiye'nin partisi olma yolunda katedeceği mesafe uzundur belki ama bu yolda çok önemli bir adım atmıştır.
Darısı senelerdir muhalefet yaptığını sanan partilerin başına..
En iyiden kastım nedir?
Herşeyden önce en iyi üslup. Başı sonu belli, önceden düşünülerek hazırlanmış, gerçekten belirli bir amaca yönelik, laf kalabalığından itina ile kaçınan açık, net ve öz söylemleri var.
Aynı fikirde olursun olmazsın, bir kısmını doğru bir kısmını yanlış bulursun belki, ya da tamamen aynı fikirdesindir.. ne olursa olsun üslupları iletişim odaklı..
Üsluptan çok da bağımsız olmayarak, amaca yönelikler.. şikayetler net.. eleştiriler net.. çözüm önerileri net..
Netlikten zarar gelmez, olsa olsa yarar gelir..
Bu noktada şöyle bir parantez açmalıyım belki:
BDP belirli bir grubun partisi olarak çıkmıştır ve üslubunun ve muhalefetinin netliği biraz da bununla ilgilidir.. Derdi bir, kitlesi bir.. Ülkenin geneline hitap etmek gayesi olmadığı için, genelini hoşnut etme kaygısı da yoktur. Geneli memnun etmek neredeyse imkansız ve bir o kadar da boş bir çaba olduğundan, diğer partiler lafı ağızlarında geveler, ertesi gün başka yöne çekilebilecek demeçler verirler, netlikten bir o kadar kaçarlar..
Aslında BDP ile ilgili en büyük eleştirim de bu noktada olmuştur şahsen, bir bölgenin/kitlenin partisi oldukları sürece her zaman için biraz dışarıda kalacaklardır, ve belki de "bölücü" etiketini sırf bu yüzden hiçbir zaman üzerlerinden atamayacaklardır. Bu nedenle zaman içinde daha farklı gruplara, daha farklı sorunlara da hitap etmeyi, sadece bir grubun değil, toplumun dertlerini hedeflemelidirler.. (dikkat ederseniz, geneli memnun etmek demiyorum)
Biz Türkiyede Osmanlı'nın torunları olarak kendimizi her türlü ayrımcılıktan soyutlamayı seçmişizdir. Ancak biraz etrafımıza baktığımızda en acı gerçekleri yanı başımızda görebiliriz..
Ayrımcılık; Fransa'da vardır (müslüman/siyahlara karşı), İngiltere'de vardır (Hintli ve Pakilere karşı), Almanya'da vardır (Türklere karşı, zamanında da musevilere karşı), Amerika'da kralı vardır (siyahlara karşı, zamanında da yerlilere karşı). Ama biz? Biz Osmanlı'nın torunlarıyız..
Biz eşcinsel haklarını Amerikan başkanlık seçimleriyle duyarız, konuşuruz ama sonra, hemen de unuturuz..
Alın size fırsat.. Yeni bir anayasamız olacak.. Duyarlılığınızı burada görelim.. Hep tarihe referans verdiğiniz Anadolu hoşgörüsünü burada görelim.. Osmanlının torunları olarak farklı kültürlere, farklı yaşamlara saygınızı siz yaşayanlardan görelim bir kere de..
Yeni anayasa tartışmaları sırasında BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, partilerinin çıkışındaki kitle haricinde bir grubu hedefleyen bir politika izlemiştir. Anayasanın cinsel eğilimler konusunda eşitlikçi olmasını önermiştir.
BDP'nin Türkiye'nin partisi olma yolunda katedeceği mesafe uzundur belki ama bu yolda çok önemli bir adım atmıştır.
Darısı senelerdir muhalefet yaptığını sanan partilerin başına..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder