24 Nisan 2012 Salı

Bakma Sevdalısı..

Alberto Moravia'nın bir kitabını okumuştum, Bakma Sevdalısı. Okuduğum kitaplarda kendimi sorgulamama sebep olmuştur. Neden okuyorum, okurken ne hissediyorum.. Moravia'nın dediği gibi insanların hayatına küçük bir delikten bakmak, röntgenlemek hoşuma gittiği için mi okuyorum.. Bunu her defasında düşünürüm ve aklıma hep aynı şey gelir: dışarıdan kendi hayatıma baksam nasıl bişey görürüm acaba.. Moravia'nın kitaptaki ana karakteri her sabah uyandığında bir "dünyanın sonu" senaryosunu kafasında oynatıyor. Bıkmadan usanmadan hergün.. Ben de bu akşam eve gelirken bir şey farkettim: Her akşam eve dönüş yolunun, trafik ışıklarının fasılalı yandığı, sokak lambalarının aydınlatmadığı kısmından geçerken ben de düşüyorum, kavşağın diğer tarafından bir araba gelse, bana çarpsa dışarıdan nasıl gözükür acaba.. Her akşam bu senaryoyu farklı şekillerde canladırıyorum kafamda. Böyle basit, belki herkesin yaşadığı ama çoğu zaman farkında olmadığı, ya da önem verilmediği için unutulan anlatılmaya gerek duyulmayan ama son derece insani davranışlardan bahsedilmesini seviyorum..

Hiç yorum yok: