Cumhuriyet bayramını fırsat bilip bi santralistanbul yapalım dedik yine ailece..
Yüksel Arslan ile ilk tanışmamdı. Sadece sanat yaşamı ve eserlerinden ibaret diildi sergi, doğumuyla başlıyordu ve anlatım kendi dilindendi. Hayatını, etkilendiklerini, yaptıklarını, okuduklarını ve eserlerini bu kadar net sıralayabilmesi etkiledi beni..
55 senelik sanat yaşamının geneline bakıldığında daha çok insan ve onun aklındakilere kafa yormuş denebilir. Nedir insanın aklındakiler? Cinsellik, histeri, paranoya. Bir de kafa yormayı hayat edinmiş insanlara, Nietzsche, Marx, Lenin, Michaux, A.Jarry..


(yukarıda: yan gelip yatan, başkalarının hayatı onun oyun alanı olan bir kapitalist. aşağıda: lütfen forklift'e dikkat..)
Hepimizin aklından geçen aynı şey (pizza ve soğuk bir bira) olsa da biraz görgümüz artsın diye girdik sergiye.. Yüksel Arslan Retrospektifi
Eserleri değişikti, bunlar nedir diye biri bana sorsaydı, biraz resim biraz fotoğraf, biraz da karikatür derdim. Öğrendim ki adı "arture"müş. Döndüm Ayşe'ye cahilliğimle varım dedim, arture'ü hiç duymamıştım.
Sadece içinden geleni kağıda dökmek diildi bunlar. Neyi, niye kağıda döktüğünün/resmettiğinin farkındalığı vardı eserlerde. Basitti. Hepsi bir dönemi, bir konuyu veya olguyu anlatıyordu Yüksel Arslan'ın gözünden..
(yukarıda: yan gelip yatan, başkalarının hayatı onun oyun alanı olan bir kapitalist. aşağıda: lütfen forklift'e dikkat..)
Vaktiniz olursa bu sergiyi gezin derim, eserleri takdir etmekten öte hayatınızı nasıl yaşamak istediğinizle ilgili sorgulamalar da yapabilirsiniz..
Ve belki Efe gibi minik arkadaşlarla da karşılaşabilirsiniz:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder