30 Ekim 2009 Cuma

29 ekim, Yüksel Arslan, Santralİstanbul



Cumhuriyet bayramını fırsat bilip bi santralistanbul yapalım dedik yine ailece..



Hepimizin aklından geçen aynı şey (pizza ve soğuk bir bira) olsa da biraz görgümüz artsın diye girdik sergiye.. Yüksel Arslan Retrospektifi

Yüksel Arslan ile ilk tanışmamdı. Sadece sanat yaşamı ve eserlerinden ibaret diildi sergi, doğumuyla başlıyordu ve anlatım kendi dilindendi. Hayatını, etkilendiklerini, yaptıklarını, okuduklarını ve eserlerini bu kadar net sıralayabilmesi etkiledi beni..

Eserleri değişikti, bunlar nedir diye biri bana sorsaydı, biraz resim biraz fotoğraf, biraz da karikatür derdim. Öğrendim ki adı "arture"müş. Döndüm Ayşe'ye cahilliğimle varım dedim, arture'ü hiç duymamıştım.
55 senelik sanat yaşamının geneline bakıldığında daha çok insan ve onun aklındakilere kafa yormuş denebilir. Nedir insanın aklındakiler? Cinsellik, histeri, paranoya. Bir de kafa yormayı hayat edinmiş insanlara, Nietzsche, Marx, Lenin, Michaux, A.Jarry..

Sadece içinden geleni kağıda dökmek diildi bunlar. Neyi, niye kağıda döktüğünün/resmettiğinin farkındalığı vardı eserlerde. Basitti. Hepsi bir dönemi, bir konuyu veya olguyu anlatıyordu Yüksel Arslan'ın gözünden..

(yukarıda: yan gelip yatan, başkalarının hayatı onun oyun alanı olan bir kapitalist. aşağıda: lütfen forklift'e dikkat..)

Vaktiniz olursa bu sergiyi gezin derim, eserleri takdir etmekten öte hayatınızı nasıl yaşamak istediğinizle ilgili sorgulamalar da yapabilirsiniz..

Ve belki Efe gibi minik arkadaşlarla da karşılaşabilirsiniz:)


Ve yine bir klasik, ama bu sefer Efe'yle.. Enerji Müzesi

29 Ekim 2009 Perşembe

22 Ekim 2009 Perşembe

Bi'yaşıma daha girdim..

bu laf hep komiğime gitmiştir, hep bi dedikodu havası sezdiğim için de hep o tonda söylemişimdir, ama aslında öyle diil, bunca zaman bu lafa haksızlık etmişim. burdaki yaştan kasıt "3 yaşındayım" "5'ime bastım" daki yaş diil, "decade" ve hatta "age" anlamında!!

peki ben niye bi yaşıma daha girdim?

yıllardır kulaklık ya da headphone olarak bildiğim aparatı taktığım kulaklık yerinden çıkarıp yandaki mikrophone yerine takarsam, mikrofon olurmuş!!! hayat..

19 Ekim 2009 Pazartesi

bir bilmecem var çocuklar..

pasaportla gitmiyorsun, nüfus cüzdani yeterli ama çıkışını dış hatlardan yapıyorsun.
para birimi türk lirası, hizmet veren firmalar türkiyedekiler, ama roaming ödüyorsun.
bilin bakalım neresi burası?

18 Ekim 2009 Pazar

Altın Portakal

bir altın portakal ödül töreni daha geldi geçti. peki geçen senelerden farklı olan neydi? tabi ki de en büyük fark nurgül yeşilçay'ın isyan eden ödül adaylığından jüri üyeliğine yükselişiydi.

başka? ödül'ün adı aynı olsa da kendisi değişmişti!!

eski ödül hakkındaki fikirlerim için her zaman http://skollu.blogspot.com/2008/10/altn-portakal.html adresine başvurabilirsin. eğer bu ödül sadık kalsalardı bu seneki yaşam boyu başarı ödülüne şahin ka'yı önericektim şahsen.

ama ödül değişikliği için de bazı önerilerim vardı
örneğin;
eski ve yeni arasındaki farkı sen de görmek istersen:

9 Ekim 2009 Cuma

Nobel Popülerlik Ödülü

Nobel BarışÖdülü bu sene Obama'ya verilmiş.

Gerekçe:
"Obama, uluslararası politikada yeni bir iklim yarattı. BM ve diğer uluslarası kurumların da rol alabileceği çok taraflı diplomasi, merkezi pozisyonunu tekrar kazandı."
Norveç Nobel Komitesi demiş ki:
"çok az insan Obama kadar dünyanın ilgisini çekebilmiştir"
"ABD Başkanı halkına daha iyi bir gelecek için umut vaat ettimiştir"
"Obama'nın uyguladığı diplomasi, "dünyayı yönetenler, bunu dünya halklarının çoğunluğu tarafından paylaşılan değerler temelinde yapmalıdır" görüşüyle şekillenmiştir"

Benim önerim:
Bundan böyle Norvaç Nobel Komitesi Google ile bir anlaşma yapsın. O yıl içinde arama motorunda en çok aranan insanı google açıklasın, Komite de ödülü versin.
Olur mu? Bence olur.

Selam olsun Yaser Arafat'a, İshak Rabin'e..

1 Ekim 2009 Perşembe

Tour Eiffel


Hermaphrodite

Hermafrodit, Hermes ile Afrodit'in çocuğu:

Bu heykel Borghese koleksiyonundan..

Yani güzel değil diyemiycem tabiki de ama daha güzelini görmek istiyosanız:
Hermafrodit Borghese'nin koleksiyonundan Fransa'ya getirildikten sonra Borghese boşalan yere karısının kadife yatakta, üzerinde tül örtüyle bir heykelini yaptırıp koymuş. Roma'da Villa Borghese'de onu görmenizi öneririm..

Louvre

Louvre çok güzeldi bütün bir günü ayırdım, ilginin yanında bir de bilgisi olan için bir sene de yetmeyebilir..

Dediğim gibi pek bilgili olduğumu iddia edemicem ama bu tablonun romantizm değil, oryantalizm akımını yansıttığını biliyorum, inanıyorum, dediklerimin de arkasındayım. Louvre hata yaptın. Romantizm odasında bu ne oryantallik..