
En çok beğendiğim iki reklam var.
Biri Vivident (Fulll Fresh sanırım) reklamı. Yağmur duasına çıkan bir kızıldereli var. Müzik it's raining man. Dans süper. Başlamadan önceki duruş pozu ortada duran heykelle uyum içinde. En komiği de en sonunda amcaların kıs kıs gülüşü..
İkincisi de, Eti'nin snickers benzeri çikolatasının reklamı: AYARSIZ ENERJİ.
Reklamın amacı ilgi çekmek ya da yaratmak, o malın alınmasını sağlamak. Ben normalde sakız çiğnemem pek, acıktırır çünkü. (Zaten acıkma sıklığı az olmayan bir bünyem var.) En sevdiğinm reklamın ürününü almıyorum. Peki Ayarsız enerji? Fazlasıyla çikolata ve benzeri tüketirim aslında ama yine de bir kere bile gidip almadım.
Bunu yazarken aklıma geldi: Ülker'in sakızı ilk çıktığında verdikleri radyo reklamları çok kraldı. (ilgilenenler için; loadingvault.com/search.php?q=kaybolmayan+sakız+remi) Onu da bir kere çiğnemedim.
Peki neden? Bence bunun altında benim tutucu bir tüketici olmamdan başka bir neden var. Reklamlar hayatımızın o kadar büyük bir kısmını işgal etmeye başladı ki, şarkı dinler gibi reklam dinliyor, klip izler gibi reklam izliyoruz. Ürünlerle ilgilenmiyoruz.
En son örneğin, Cem Yılmaz'ın filminin n tane sponsoru var. Herbiri ayrı reklam veriyor. Artık AROG'la yatıp AROG'la kalkar olduk milletçe. Öyle bir hal aldı ki filmle ilgilenmiyoruz, sanki film yok ara ara gösterilen skeçler var. Tek bir ürün reklamı olunca son aşama "hay başlıcam filmine de ceme de yılmaza da" oluyor. Genel olarak reklam kültürünün etkisi ise ürüne değil reklamın kendisine kaydırıyor ilgiyi. Ulaşılabilen yegane hedef farkındalık yaratmak oluyor. Bütün insanların "rasyonel" olduğunu varsayarsak da görünen o ki bu reklam verenler yetiyor.
Biri Vivident (Fulll Fresh sanırım) reklamı. Yağmur duasına çıkan bir kızıldereli var. Müzik it's raining man. Dans süper. Başlamadan önceki duruş pozu ortada duran heykelle uyum içinde. En komiği de en sonunda amcaların kıs kıs gülüşü..
İkincisi de, Eti'nin snickers benzeri çikolatasının reklamı: AYARSIZ ENERJİ.
Reklamın amacı ilgi çekmek ya da yaratmak, o malın alınmasını sağlamak. Ben normalde sakız çiğnemem pek, acıktırır çünkü. (Zaten acıkma sıklığı az olmayan bir bünyem var.) En sevdiğinm reklamın ürününü almıyorum. Peki Ayarsız enerji? Fazlasıyla çikolata ve benzeri tüketirim aslında ama yine de bir kere bile gidip almadım.
Bunu yazarken aklıma geldi: Ülker'in sakızı ilk çıktığında verdikleri radyo reklamları çok kraldı. (ilgilenenler için; loadingvault.com/search.php?q=kaybolmayan+sakız+remi) Onu da bir kere çiğnemedim.
Peki neden? Bence bunun altında benim tutucu bir tüketici olmamdan başka bir neden var. Reklamlar hayatımızın o kadar büyük bir kısmını işgal etmeye başladı ki, şarkı dinler gibi reklam dinliyor, klip izler gibi reklam izliyoruz. Ürünlerle ilgilenmiyoruz.
En son örneğin, Cem Yılmaz'ın filminin n tane sponsoru var. Herbiri ayrı reklam veriyor. Artık AROG'la yatıp AROG'la kalkar olduk milletçe. Öyle bir hal aldı ki filmle ilgilenmiyoruz, sanki film yok ara ara gösterilen skeçler var. Tek bir ürün reklamı olunca son aşama "hay başlıcam filmine de ceme de yılmaza da" oluyor. Genel olarak reklam kültürünün etkisi ise ürüne değil reklamın kendisine kaydırıyor ilgiyi. Ulaşılabilen yegane hedef farkındalık yaratmak oluyor. Bütün insanların "rasyonel" olduğunu varsayarsak da görünen o ki bu reklam verenler yetiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder