29 Aralık 2011 Perşembe

Don't..

Don't make me sad, don't make me cry
Sometimes love is not enough when the road gets tough..

27 Aralık 2011 Salı

legend.....wait for it......

How I met your mother ı izleme sebebim..
Bir süre izlemezsem özlediğim insan Barney Stinson..
Yapıyosa bir bildiği vardır dedik, gittik laser tag oynamaya..
Evet biraz acemiydik ama Barney nin eğlendiği kadar ve "ciddiye aldığı" kadar varmış..
wait for it.... darrryy..

It happens only when you least expect..

Küçükken bazen yemek yemeği unuturdum..
O yüzden annemin "yemek yedin mi?" sorusu hiç anlamsız bir soru değildir benim için.
Aslında yemek yemediğimde başıma ağrılar girer, asabiyet yapar, dünyayı dar ederim genelde.. ama işte balık burcunun öngörülemez ruh hali: bazen de tamamen unutabiliyorum..
Görünen o ki can çıkar huy çıkmaz..
Pazar öğlen yediğim kahvaltıdan sonra 24 saat boyunca yemek yemeği unutmuşum..
Neyse farkettikten sonra güzel bir öğle yemeği yedim..
Akşam da saat 9 da amanın yine unutmıyım yemek yemeği dedim,
Baktım dolaba: tam takır kuru bakır..
Yicek hiçbişey yok.
Hiç yapmam aslında ama McDonalds ı arıyım dedim, madem çocukluk hareketleri nüksetti, çocukluk anılarını yaşatalım..
Bir BigMac Menü söyledim.
"Başka isteğiniz var mı?" dedi telefondaki çocuk
Vardı aslında soslardan bir demet isterdim ama ne zaman istediysem doğru getirmeyi beceremedikleri için ufak bir tereddüt anından sonra,
"yok, mayonez-ketcap ı koyun yeter" dedim.
Yarım saat sonra siparişim geldi..
Paketten tam da gönlümden geçen soslar demeti çıktı..
İşte benim hikayem..
Neymiş..
"It happens only when you least expect"

23 Ekim 2011 Pazar

Moscow hints


Moskova da karşıdan karşıya geçmek zor zanaat..
O yüzden alt geçitleri kullanmalısın..
Rahat ol, alt geçitlerde çorap ve sigara sıkıntısı yaşanmıyor..
 Ulaşım için sakın yürüme!
Metroyu kullan. ama önce aşağıı inene kadar biraz yolun var..
Bitmez merdivenlerle indiğin peronlar, metrelerce yükseklikteki tavanları, sütunları, ve çeşit çeşit süslemeleriyle sana "Moria nın salonları"nı hatırlatabilir.. 

 
Acıkırsan hamburger makinelerini bir seçenek olarak düşünme.
Ama sırf merak ettiğin için deneyebilirsin..
Moskova da geleneksel bir şey bulmak zor, avrupada olduğu gibi "dal 1890" falan gibi lokantalar haliyle moskova da yok. Onun yerine ben sana yeni bir yer öneriyim: "Ragout". Şefi oldukça cana yakın, güler yüzlü ve misafirleriyle teker teker ilgilenen İlya.

Son olarak, bol bol da fotoğraf çekmeyi de unutma..

27 Eylül 2011 Salı

18 Haziran 2011 Cumartesi

3 Haziran 2011 Cuma

First Class Appearance..

Profesor ve Manyeto kol kola girmiş, Anadolu'nun dört bir yanını dolaşırlar.. Gruplarına katılacak mutant toplamak için.. Bir bara girerler:

Professor X: Hello, this is Charles Xavier and my friend Erik Lehnsherr..

Barda oturan adam arkasını dönmek bi yana, milim kıpırdamadan saniye beklemeden cevap verir:

Wolverine: Go fuck yourselves

Daha girdikleri kapı arkalarından kapanmadan Genç prof ile genç ve yağuşuklu Manyeto bardan çıkarlar..
Filmin en keyifli sahnesiydi diyebilirim ama tabi Wolverine'i izlemek de bi sonraki filme kaldı..


30 Mayıs 2011 Pazartesi

Keyifli bir akşam..

Bizimkilerin evlilik yıldönümü tatile denk geldi..
Akşam bi meyhaneye gittik Yol boyu bize eşlik eden tramvaydan ayrılarak girdiğimiz İtalyan pasajıdaki meyhaneye..
Pazar akşamının verdiği sakin doluluk vardı.
Biz açık alanda otururken pencerenin öteki tarafında, içeride kalabalık bir masa halk türküleri söylüyorlardı, Kendileri çalıp kendileri söylüyorlar.. Kadınlı erkekli, genç ve orta yaşlı bir grup..
Onların şarkılarıyla güzel mezeler, taze balıklar yedik..
Pencerenin öteki tarafındakilerin sustuğu bir an kulaklar ve tabiki gözler yan meyhaneye çevrildi.
2 kadın 1 adam çalgıcıların müziğinde dans ediyorlar..
Vakit geç olunca kalktık, bi daha ne zaman geleceğimin planını yaparak..
Kalabalığa karıştık..
Çok geçmeden bir güruh üstümüze doğru akmaya başladı..
Kenara çekilip yol verdik şampiyon takımın geçitine..

Bahsettiğim tatil bu haftasonu..
Yer yabancı bir ülke değil, Türkiye, İstanbul, İstiklal..
Pasaj, Çiçek Pasajı.. Bizimkilerin tam da 36 sene önce 1 gün sonra gelip eğlendikleri yer..
Meyhane, Seviç..
Takım, Orduspor..

Herekse teşekkürler..

17 Mayıs 2011 Salı

Lomo _ Italy

                                        









4 Mayıs 2011 Çarşamba

thor..

anthony hopkins daha önce yine bi viking miti olan beowulf'ta oynamıştı, pek başarılı bir film sayılmazdı ama bu güzel ve eğlenceiydi. eğlenceli olmasında thor'un "vücudu" karşısında hayretini ve takdirini gizleyemeyip "OHA" diyen kızın da payı vardı tabi..
bize de onaylamak düştü.. kız haklı.. thor da thor'du yani..

benzeşmeler III

yeni bir benzeşme ve yine başarılı..
christian wulff and chevy chase

google dan yeni bir özellik..

mail atarken "to:" kısmına bi isim yazdığında daha önce o kişiyle birlikte kimlere ortak mail atıyorduysan, o kişileri de öneren "also include:" özelliği eklemişler..
bence küçük ama güzel, beğendim.
böyle şeyleri beğenmemin en büyük sebebi zannedersem kullandığım markayı iyileştirmek için bir çaba olduğunu, orada arkada biyerde çalışan birileri olduğunu hissettiriyor olması.. isterse çok da bişey katmasın hayatıma..

14 Mart 2011 Pazartesi

Starbucks'ın 40.yılı kaç A4'e bedel?

En son ne yazmıştım ya da neyi yamayı planlamıştım tam olarak hatırlamasam da bu uykusuz ve baş ağrılı ve keyifsiz günümde uzuuun zamandan sonra ilk defa yeni bir yazı:

Bende bir adet starbucks bardağı var, şu sıcak içecek taşımak için olanlardan..
Ben Bangkok'tan almıştım. Orda çevreci bir uygulama olarak bardağıyla gelene kahveler indirimli satılıyor. Çok matah bir indirim olmasa da bardak tüketimini azaltmaya yönelik bir "farkındalık" yaratmak amaçları ki bence başarılı bir uygulama.

Starbucks Türkiye'nin henüz böyle bir çevreci uygulaması yok.

Starbucks'ın 40.yılı, dünyanın çeşitli yerlerinde çeşitli kampanyalarla kutlandı, tüketicilere ucuz/bedava ürünler satıldı/dağıtıldı.
Starbucks Türkiye 40. yılı 10 Mart 2011'de günün kahvesini bedava dağıtarak kutladı, ama bir şartla:



internet sitesindeki bu resmin çıktısını getirirsen.

Ben de çıktıyı aldım. Ama alınca rahatsız oldum. Resmi basan kadar, koca A4 kağıdı heba ediceğimi düşünememiştim. Elimde A4, Kanyon'daki Starbucks'a gittim, o kadar kalabalıktı, ellerinde A4 ile sırada bekleyenler o kadar fazlaydı ki beklemenin boş bir çaba olucağını düşünüp vazgeçtim. Sonrasında Beşiktaş'taki Starbucks'a gittim, Kanyon kadar kalabalık değildi ama A4'ler yine herkesin elindeydi!
Zaten diğer ülkelerdeki gibi çevreci uygulamalara itibar etmeyen Starbucks Türkiye, dünya genelinde diğer ülkelerde hasbelkader elde edilen kazancı da 10 Mart'ta ön ayak olduğu A4 tüketimiyle sıfırlamıştır zannedersem.

Ne mi yapılabilirdi?
Birkaç saniye daha fazla düşünerek yapılmış olsaydı kampanya çalışması, belki de internet sitesine kotulan bir numeratör yardımıyla her tıklayana bir kampanya kodu verilebilir, müşteriler de dükkanlarda bastıkları A4'leri kasaya vericeklerine bu kodu söyleyebilirlerdi.. Bu sadece bir fikir, eminim işi bu olanlar çok daha yaratıcı ve çok daha uygulamada kolay fikirlerle gelebilirlerdi.