27 Kasım 2008 Perşembe

Alfredo y Beyti

Keşke daha önce haberim olsaydı, Roma'da Alfredo diye bi yer varmış. Fettucini Alfredo'nun yaratıcısı olan Alfredo amcamızın mekanıymış. Şu anda kim işletir bilinmez, belki torunu.. Türk muadili Beyti. Bunu da 2-3 ay önce öğrendim. Beyti de başka bi amcamızmış, beyti kebabı hayatımıza kazandıran. Gerçi o hala yaşıyor, belki Alfredo da kasada oturuyodur?

for beyti; http://www.beyti.com/homepage.htm









for alfredo;
http://www.alfredo-roma.it/roma.it/ sanırsam..






Yalnız Beyti amcamdaki ağırlığa asalete bakar mısınız?
bi de alfredo'nun literally and figuratively aç haline..

Sachs and the Citi

Goldman Sachs'le Citibank birleşmiş miş..
Zeki Bey'e saygılar :)

starring Vikram S. Pandit


Bu arada AIG CEO'su Liddy maaşını $1 yapmış, içimize su serpti valla...






Hint:

25 Kasım 2008 Salı

freddie...

uykusuzluk demedik, hafta içi demedik, bazılarımız askeriz demedi freddie'ye karşı görevimizi yerine getirdik.

tribute baya güzeldi. sami selçuk'un kotu ve deri ceketi baya sükse yaptı.

bacakla ritim tutma ve mikrofon sopasıyla temaşa hareketleri güzeldi yalnız seneye freddie'nin kostümleriyle sahnede görmek istiyoruz sami selçuk'u..

at hırsızı

annemin bi 'at hırsızı' klasmanı vardır sevmediği insanlardan bahsederken (ya da sadece tipsiz erkeklerden)

"şuna bak at hırsızı kılıklı"
yakın bi geçmişe kadar üzerinde hiç düşünmemiştim. belki biraz çocukluk fantazilerimi şekillendiren red kit serisinin de bunu payı vardır ama farkettim ki kelimenin tam anlamıyla at hırsızına benzeyen insanlar var etrafımızda. yanlış anlamayın kötü ya da çirkin birşeyi tarif için kullanmıyorum, sadece benziyolar..
neden bahsettiğimin sizin kafanızda da biraz netleşmesi için:


gökmen özdenak
kadrolu bi at hırsızı..

yalnız lütfen takip edin haftasonu yorumlarını. adeta moda onu takip ediyor..

bu arada yabana atmayın, levent tüzemen de hakkı yenmicek başka bir at hırsızımızdır.

20 Kasım 2008 Perşembe

erdoğan'dan inciler

erdoğan'ın amerika gezisinin devamı aslında bu. evet erdoğan'ın amerika'ya gidişinin ne imf ile ne de amerikan seçimleriyle ilgisi var diye düşünüyorum. velev ki (geçen gün even if'in türkçe karşılığının "velev ki" olduğunu öğrendim. hiç bu açıdan bakmamıştım, kullanıyım dedim) erdoğan'ın amerika'ya gidiş sebebi amerika'nın değişen ya da değişmesi muhtemel ırak stratejisi olsun. -bence ırak diye tek başına değerlendirmek eksiğin ötesinde yanlış olur, ortadoğu der ve bundan afganistan'ı da eksik etmezsek doğru olur- Değişmesi muhtemel bu planda amerika ırak'tan çıkmayı ne kadar hedeflese de bunu bitmeyen bir süreç olarak görmekte fayda var bence. amerik ahep buralarda dolanıyor olucak.

ırak'tan çıkıyor ama afganistan'a gönderiyor ırak'tan çektiği birlikleri. öte yandan uranyum zenginleştirme hikayesiyle iran'ı devamlı bir taciz içinde.

durum buyken erdoğan'ın kıvrak diplomatik zekası şöyle bir açıklama yapmayı uygun gördü: “iran’a nükleer silah yapma diyenlerin kendilerinin de nükleer silahı olmaması gerekir”
bu sen önce kendine bak çıkışı ne kadar haklı gibi gözükse de, özünde ne kadar hümanist bir yaklaşım olsa da, nato üyesi bir ülkenin başbakanından gelince o kadar da haklı olamıyor. neden? nedeni basit amerika'nın italya, polonya vs konuşlandırdığı nükleer başlıklı silahların nato'nun onayından geçmiş olması.
bilindiği gibi nato'nun değişmeyen pirensiplerine göre nükleer silahlanmada sıfır çözüme ulaşılıncaya kadar, konvansiyonel ve nükleer silahların uygun bir kombinasyonunun kullanılmaya devamı zorunlu görülür. nükleer silahların amacı siyasi olup, ittifakın güvenliğinin en önemli garantisi olarak kabul edilmiştir.

acaba erdoğan bu çıkışıyla diyalogda çekimser gibi gözüken iran'a mı paye vererek sempati kazanmayı hedefledi yoksa nato'nun pirensiplerinde değişiklik yapılmasını mı önerdi? eğer ikincisiyse asıl yapılmak istenen, zannediyorumki bunun için izlenmesi gereken yol daha farklı olmalı, planlı lobi faaliyetleri yürütülmeli.
erdoğan, birleşmiş milletler güvenlik konseyinde edindiği geçici koltuğa güvenerek iran'a göz kırpmıştır.

bu durumda acaba insanlar amerika'dan ne gibi bir tepki bekliyorlardı da mccormack türkiye'ye ihtiyacımız yok ilerletmek isteyenle potansiyel süreç zaten var dediğinde şaşırıyorlar? türkiye aşağılanmış, dalga geçilmiş oluyor?

think twice, if it's not sufficient please ask for an advice. piliiiiiiiiiiiiiiz..

erdoğan'ın amerika gezisi

herşeyden önce erdoğan'ın amerika gezisi tarihi itibariyle bir talihsizlik olarak görüyorum. imf zaten birkaç gün öncesine kadar türkiye'deyken sonuçsuz bırakılan diyalogların peşinden kalktı amerika'ya gitti -imf ile anlaşılsın mı? o ayrı bir konu, tartışılması gereken- üstelik de amerikan başkanlık seçimlerinin hemen akabinde.. daha a.gül'ün tebriğine cevap bile gelmeden.
diplomasi gurusu olmasam da bu işte bi terslik var dedirtiyo bana. belki de yoktur..

3 Kasım 2008 Pazartesi

mesleki deformasyon

doktora yapmak meşakkatli bir iştir, bilen bilir. bilmeyenin de hayatın bu acılı taraflarını öğrenmesine gerek yok kanımca.

doktora hakkındaki genel kanı düşünsel gelişimi sağladığıdır. ne yazıkki bu kural her zaman işlemez, bazı defektler bırakır bünyede..



yemekteyiz, herşey normal.
hesap geldi. biraların toplam fiyatı yazıyo. peki tanesi ne kadar?
birinci kişi hesabı usulca bir yan tarafa verir, bırak hesaplamayı o yapsın..
54/ 6, zor olmasa gerek aslında.
ikinci kişi: "o ona bölünmez."
cevabı bulma konusunda son derece yeteneksiz olan ben kuramsal bi yaklaşımla: 54 hem 3'e hem 2'ye bölünür amma yaptın.

normal bi toplulukta hiç dillendirilmeden kafalarda yapılan bu bölme işlemi doktora ve yüksek lisans defektlerinin iyice sirayet ettiği bünyelerde rahat bi 5-6 dakika oyalar adamı..